Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla 2020 yılında Ayasofya minarelerinden tekrar ezan sesi yükselmeye başladı. 1934 yılından 2020 yılına kadar hasret içinde olan Müslümanlar, bu kutsal mabetin tekrar camii olmasıyla sevinç gözyaşlarına boğulmuştu. AK Parti Manisa Milletvekili Bahadır Yenişehirlioğlu, 10 Temmuz 2020 tarihinde tekrar mescide çevrilen Ayasofya Camii için manalı bir paylaşım yaptı.
HABERE İLİŞKİN GÖRÜNTÜ İÇİN TIKLAYIN İZLE
Kübra Şenal
Yasemin.com / ÖZEL
Birçok medeniyeti içinde barındıran İstanbul’un fethinin simgesi olan Ayasofya’ya duyulan 86 yıllık hasret, 2020 yılında Lider Erdoğan sayesinde son bulmuştu. 1934 yılında müzeye çevrilerek ezanın susturulduğu, namazın orta verildiği Ayasofya’da artık tekbir sesleri adeta göğü inletiyor. Açıldığı günden beri herkesin müjde olarak duyurduğu Ayasofya Camii’ne bugün yani 10 Temmuz günü kavuşuldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2019 yılında yaptığı Ayasofya konuşmasında okuduğu şiir bu kapsamda gündeme geldi.
Erdoğan, Osman Yüksel Serdengeçti’nin Ayasofya şiirini okuyarak dünya nezdinde büyük ses getirmişti. Serdengeçti, Ayasofya’nın tekrar camii olması için gayret vermiş ve bu dava uğruna idam edilmişti.
BAŞKAN ERDOĞAN’IN SESİNDEN AYASOFYA ŞİİRİ
Usta sanatçı ve AK Parti Manisa Milletvekili Bahadır Yenişehirlioğlu, yüreklere dokunan bu şiiri Lider Erdoğan’ın sesinden paylaştı. Yenişehirlioğlu paylaşımında, “Ayasofya İslam’ındır… 10 Temmuz 2020 tarihinde Ayasofya-i Kebir Câmii Şerifi ibadete açıldı. 86 yıllık hasreti sona erdiren Cumhurbaşkanımız Sayın @RTErdogan’a öncülüğü ve iradesi için sonsuz teşekkürler…” tabirlerini kullandı.
İşte Osman Yüksel Fedai’nin o tarihi Ayasofya şiiri:
AYASOFYA
Ey İslam’ın parıltısı,
Türklüğün gururu Ayasofya!
Şerefelerinde fethin, Fatih’in onuru,
Işıl ışıl yanan süper mabet!…
Neden bu türlü bomboş, neden bu türlü bir hoşsun?
Hani minârelerinden göklere yükselen,
Ta mâverâdan gelen ezanlar?…
Hani o İlâhî dönem,
İlâhî nizamlar?…
Ayasofya ses vermiyor,
Ayasofya bir beğenilen,
Ayasofya bomboş!…
Hani nerede?
Şu mükemmel minberde,
Binlerce erin baş koyduğu şu pak yerde,
Artık hangi kirli ayaklar dolaşıyor?…
Ayasofya!
Ayasofya!…
Seni bu hale koyan kim?
Seni çırılçıplak soyan kim?!…
Hani nerede?
Gönüllerden kubbelere,
Kubbelerden gönüllere
Gürül gürül akan Kur’an sesleri?…
Kur’ân sesleri dindirilmiş,
Müslümanlar sindirilmiş!…
Allah, Muhammed,
Hülafâ-i Râşidinin
Isimleri
Kubbelerden yerlere indirilmiş!…
Fethin, Fâtih’in mâbedinden
Kitâb-ı Mübîn’i,
Bu ulu Dîni
Kaldıran kim?
Dînimize,
Îmanımıza
Saldıran kim?
Mâbedimin göğsüne uzanan
Nâmahrem eli,
Kimin elidir?!…
Söyle Ayasofya, söyle.
Seni puthane yapan hangi meczuptur?!…
Elleri kurusun, lisanları kurusun!
Ayasofya! Ayasofya! Seni bu hâle koyan kim?
Seni çırılçıplak soyan kim?!…
Ayasofya,
Ey harika mâbet;
Gel etme,
Bizi terketme!…
Bizler, Fâtih’in torunları, Yakında putları devirip,
Tekrar seni mescide çevireceğiz…
Dindaşlarımızla,
Kanlı göz yaşlarımızla,
Abdest alarak secdelere kapanacağız,
Tekbir ve tehlil sadaları boş kubbelerini Tekrar dolduracak
İkinci bir fetih olacak…
Ezanlar bu fethin ilanını,
Ozanlar destanını yazacaklar…
Putperest Roma’ya yeni bir mezar kazacaklar,
Sessiz ve öksüz minârelerinden yükselen ezan sesleri fezâları yine inletecek!
Şerefelerin yeniden Allah’ın ve O’nun Sevgili Peygamberi Hz. Muhammed’in aşkına, onuruna ışıl ışıl yanacak;
Bütün cihan Fatih Sultan Mehmed Han dirildi sanacak!…
Bu olacak Ayasofya,
Bu kesinlikle olacak…
İkinci bir fetih, tekrar bir ba’sü ba’delmevt…
Bugünler tahminen yarın, tahminen yarından da yakındır,
Ayasofya, tahminen yarından da yakın!..